Rehavete kapılırsak karanlığın gelmesi uzak değildir!
Kurtuluş Savaşı sırasında, meclisten bir heyet, ordunun durumu hakkında bilgi almak üzere cepheleri gezer. Heyet, bulundukları alandan, gece yarısı, kağnı arabalarıyla, çoluk, çocuk; genç, yaşlı; kadın, erkek binlerce Türk’ ün, ordusuna, ihtiyaçlarını ulaştırmak için yollara döküldüğüne tanıklık eder. Bir mebus: “Gecenin, bu saatinde, bunca insanı yollara döken bu güç ne ola ki?” diye sorunca, yanındaki arkadaşı yanıt verir “istiklal arzusu!”…
14 Nisan 2007 Cumartesi, Ankara-Tandoğan’ da bulunanlar çok iyi bilirler ki orada yüzbinler değil milyonlar vardı… Milyonlar, her çeşit vasıtayı kullanarak, geceden, yollara dökülmüşlerdi… Görülmeye değer bu manzara birilerinin gözlerine hitap etmediyse de millet, çağdaş Türkiye idealinden vazgeçemeyeceğini bütün dünyaya haykırmıştır. Tam bağımsız, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ ni, bu yolundan döndürmek isteyenlerin nasıl bir güçle karşı karşıya kalacakları açıkça ilan edilmiştir. Bugün, “bu güç ne ola ki?” diye sormaya gerek yoktur; bu güç, Türk ulusunun zihninde ve benliğinde yer etmiş Atatürk sevgisinin gücüdür. Bugün, bütün dünya çok iyi bilir ve teslim eder ki sevginin gücünü yıkabilmek mümkün değildir. Atatürk’ ü kalplerden ve zihinlerden söküp atmak isteyenler, elbette çalışmaya devam edecektir. Buna geçit vermemek için, Atatürkçü herkes, çevresini bu bilinçle aydınlatabilmeli, karanlığa geçit vermemek için var gücüyle çalışmalıdır. Yoksa Atatürk’ ün de dediği gibi -özet olarak- “rehavete kapılırsak karanlığın gelmesi uzak değildir!” Bugün, değerlerimize, her zamankinden daha çok sahip çıkmak zorunda olduğumuz bir geçitten geçiyoruz. Bu amaçla, gönül gönüle, hep birlikte haykırmaya devam edelim: Cumhuriyet sahipsiz değildir!
6 Yorum:
elzer2004
GENÇLİK BİR DERİN DALGA OLARAK GELİYOR.
Gençleri siyasetten uzak tutmak Malesef okuduğumuz kadarıyla 1960 ihtilaliyle başlamış ve daha sonra askeri müdahalelerle doruk noktasına erişmiştir.
Bu bilinçli yapılmış ve buna genelde yaş ortalaması yüksek olan siyasetçilerimizde çanak tutmuşlardır.
Diğer bir anlamda işlerine gelmiştir.
Gençleri olup bitenlerden uzak tutma Amerika birleşik devletlerinin kendi ülkesinde uyguladığı ve diğer ülkelerede ihraç ettiği birşeydir.
Amerikada gençlere, siz gidin eylenin ,hoplayın, zıplayın keyfinize bakın biz işleri hallederiz mantığıyla bir sistem enjekte edilmiş, bunun sonucu olarakta Bu ülkedeki gençler bırakın dünyada nelerin olup bittiğini takip etmeyi, dünya haritasını bile unutmuşlardır.
Bu sistem ve model uzun yıllardan beri malesef bizim ülkemizdede uygulamaya konulmuş ve bir nesil tamamen ülkede olup bitenlerden ve dünyadan koparılmıştır.
gençler bilinçli olarak ilgisizleştirilmişlerdir.
Tabiki bunun faturası bu ülkelere çok pahalıya patlamıştır.
Amerika 1940 lardan beri devamlı savaş çıkarmakta ve gençleri ölüme yollamakta, gençlerde niçin, neden ve ne uğruna canlarını verdiklrini bir türlü anlayamamaktadırlr.
Bizde de pasifize edilmiş olan ve ne yapacağını şaşırmış kendine bir yön bulmaya çalışan bir gençlik kesimi yetiştirilmiştir.
Bu nesilde,İnsan sömürme ustası ve hiçbir ülke sevgisi taşımıyan ümmetçi bir kesimin, Cemeatlerin, tarikatların kıskacına alınmış malesef bir kısmı robotlaştırılıp bu kesimin kölesi ve uşağı durumuna getirilmiştir.
Biz bugün ülkemizde bunu artık günlük yaşamımızda gayet net bir şekilde görüyoruz.
Ülkemizde eğitimin neden katledildiğini,neden çağdışı bir sistemin içine itildiğini ve bunun birtek amaç için yani bir nesli Afyonlayıp uyutup sindirilmiş hale getirilip gerçeklerden uzaklaştırmak için bilinçli bir şekilde yapıldığını biliyoruz.
Tabiki bunun bu şekilde gitmesi mümkün değildir.
Bu ülkenin Kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk bu cumhuriyeti Gençlere boşuna emanet etmemiştir.
Şimdi gençlerde Milliyetçilik kavramı oluşmaya başlayınca ,buna karşı çıkanların bu gençleri sömüren ÜMMETÇİ/TARİKATÇI/CEMEATÇİLERİN olması hiçte sürpriz değildir.
Bu uyanıklar ve dış beslemeler bilmektedirlerki insanlarda Milli duygular yükselince, önce akla BAYRAK gelicek,arkasından Türklük bilinci başlıyacak Vatan sevgisi,ulusalcılık oluşacak. Tabiki Bu duygukları şiddetle red edenlerin, gençlerdeki bu oluşumdan şiddetle rahatsız olmaları, gençler elimizden kaçacaklar diye paniğe kapılıp, şiddetli bir Milliyetçilik ve ulusalcılık karşıtı propagandaya başlamalarıda bundandır.
Yalnız unuttukları bir şey var.
Rahmetli Atilla İlhan,nın dediği o meşhur DERİN DALGADIR .
Türk gençliği DERİNDEN GELEN BİR DALGA gibi alttan gelmektedir.
Türk gençliği ülkede bunca olup biten rezillikleri gördükten sonra artık vatanına sahip çıkma zamanının geldiğini görmüş ve kendisine Atası tarafından emanet edilen Cumhuriyete sahip çıkmaya başlamıştır.
Bu bir çığ gibi büyüyecek ve bu vatan sevgisi yüreklerinde sökmüş olan AB,ABD ve ARAP ŞEYHLERİNİN beslemelerini önüne katıp silip süpürüp ülkeden atacaktır.
olanlara kayitsiz kalmadan ,sozumuzu soyledigimiz surece ozguruz.
merhaba öncelikle göndermiş olduğunuz bu güzel yorumunuz için çok tsk ederim.Sizin gibi birisiyle tanışmak isterdim gerçekten bu yüce türk milleti zorbalığa hayasızlığa kesinlikle taviz vermeyecektir bu açıkça ortadadır.Her kim olursa olsun bu ülkeyi parçalamaya çalışan gerekli cevap mutlaka verilecektir çünki bu vatanın toprakları şehit kanlarıyla sulanmıştır. blogcu.com/almanac
Ziyaretiniz ve yorumunuz beni çok memnun etti.İçimizdeki ATATÜRK sevgisinin azalmayacağını ve artarak devam edeceğini tüm dünya gördü.Umarım asıl görmesi gerekenler de bir ders almıştır.Hoşçakalın
Çok anlamlı ve etkileyici bir yazı yüreğinize sağlık anlasınlar artık bu ülke sahipsiz değil tandoğan yıllarca konuşulacak bunu yazın bir yere saygılar
bende beklerim
http://esedereli.blogcu.com/
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa